mustafa kemal

Kasım 1918 Genel – Mustafa Kemal’in daima meçhul kalan tarafı

Hasan Rıza Soyak ‘Atatürk’ten Hatıralar’ kitabında Osmanlı’nın son durumunu anlatıyor:

Türk’ten gayri unsurlar dünyada gittikçe kuvvetlenen milliyetçilik cereyanlarının cazibesine kapılmışlardı.

İmparatorluğun çevresinde, evvelce ondan koparak kurulmuş olan haris devletlerle, büyük devletlerden her biri bu unsurları silahlandırarak isyanlar çıkartmaktaydı.

Türk milleti, bu sabırlı ve cefakeş millet, başında bulunanların, İmparatorluğu ayakta tutmak gayretiyle verdikleri emirlere uyarak, kıtadan kıtaya koşuyor, bu yüzden mütemadiyen zayıf düşüyordu.

Dünyada imparatorluklar aleyhindeki fikir cereyanları da durmadan yayılıyordu.

Bu durumda Osmanlı’yı ayakta tutmaya imkân kalmamıştı.

Genç ve gerçekçi Mustafa Kemal, bu âkıbeti, yüreği sızlayarak, görmüş ve o zamana kadar yapılan şekilde, mücadeleye devam etmenin yalnız Türk Milletini daha fazla yıpratmaktan başka bir sonuç vermeyeceğine inanmış bulunuyordu.

Nihayet katıldığımız Birinci Cihan Harbi ve fecî âkıbet geldi.

Şimdi, maatteessüf aziz milletimiz çok yorgun, âdeta bitap bir halde, yok olmak tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyordu.

Mustafa Kemal bu vahim durum karşısında dâhi ümitsizliğe düşmüş değildi.

Çünkü ümitsizlik, bir fert içinde, bir millet için de felâketlerin en büyüğü idi.

O’na göre, milletimizin her bakımdan öz malı olan topraklar üzerinde hür bir yeni Devlet kurması halâ mümkündü.

Ünlü Edibimiz Sayın Yakup Kadri Karaosmanoğlu «Tercüman» gazetesinde neşredilen «Atatürk ve Gençlik» başlıklı bir sohbetinde Büyük Adamın, o aylarda çektiği ızdırabı ne güzel ifade ediyor:

«Mustafa Kemal’in daima meçhûl kalan tarafı, büyük zaferini başarmazdan evvel çektiği azap ve işkencelerdir.

Arkadaşlarına söz geçiremez; amirlerine dert anlatamaz.

Devlet ve siyaset adamlarını yola getiremez; kapılan çalar, açılmaz; bağırır, çağırır, işiten olmaz.

Devlet batıyor der, Padişah gözlerini kapar, mesuller dudak büker…

İşte gençliğe her şeyden Önce Atatürk’ün bu mihnet, bu çevir ve cefa devri anlatılmalıdır.

Gençlik en ziyade O’nun bu cephesindendir ki muhtaç olduğu azim ve irade dersini alabilir.»


GÜNÜN ALINTISI


Kaynak: Atatürk’ten Hatıralar – Hasan Rıza Soyak

İlginizi Çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir