5 Aralık 1918 – Lafı dinlenen bir şahsiyetti
İlber Ortaylı (@ilberortayli) ‘Cumhuriyetin Doğuşu’ isimli kitabında Halide Edip ve Adnan Adıvar’ın cumhuriyetin ilanından sonraki hayatından bahsediyor:
(Halide Edip’in) dünya görüşü, bütün açıklığına rağmen Gazi Paşanın 1924’ten itibaren takip ettiği politikalara ve reformlara ayak uyduramadı.
Eşi Adnan Bey’le yurt dışına gitti.
Yurt dışında herhangi bir Türk münevveri gibi değildi.
Lafı dinlenen, yazdığı okunan bir şahsiyetti.
Hint Müslümanları ve Hindistan’ı kurmak isteyenlerle yakın dost oldu.
Müslüman Hindistan’ın teorisyenlerinden biridir ama bu onun Gandhi, Nehru ve Mevlânâ Azad ile saygılı dostluk sürdürmesine hiç mani değildi.
Aligarh İslam Kolejine hocalığa davet edildi.
Bu yıllarda kaleme aldığı Inside India (Hindistana Dair) adlı ünlü eseri halen Hint İslam dünyasının siyasi klasiklerindendir ve 1930’ların İngiltere’sinde en saygın yayınevi (Weidenfeld & Nicolson) tarafından basılmıştır.
Adnan Bey ise Paris’te Şark Dilleri okulundaydı.
Bizim kuşağın gördüğü en büyük Türkologlar onun talebesiydi: Bernard Lewis, Louis Bazin, Andreas Tietze, Irene Melikoff ve Claude Cahen.
“Hem Şark’ın hem Garp’ın efendisiydi. Her şeyi bilirdi. Her şeyden bahsederdi” demişti
Bernard Lewis “Mesela?” diye sorduğumuza, “Goethe ve Faust’tan bile çok ilginç boyutlarda bahsederdi” demişti.
Af çıktı, Türkiye’ye döndüler.
İsmet Paşa doğrusu vefakârlık gösterdi.
Adnan Bey ansiklopedide çalıştı, Halide Hanım da üniversitede İngiliz edebiyatının başına geçti.
Üniversitenin solcuları kendisine ısınamazken sağ takım da onu sola karşı toleranslı olduğu için benimsemedi.
Adnan Bey için yapılan tenkitler de buna benzer, incir çekirdeğini bile doldurmayan şeylerdir.
Türk okumuş tabakası kendinden evvelki kuşağın önderlerini benimsemekte yeteneksiz ve yetersiz kalmıştır.
Kaynak: Cumhuriyetin Doğuşu – İlber Ortaylı